Kariyer hedefi tamamlamış çok zengin bir işadamına sorarlar ya "Başarınızın sırrı nedir?" diye, onların da çoğu " Babam bana hep şu öğütte bulunmuştur.." der ve başarısını bu öğütleri dinlediğine bağlar.İşte ben de babamdan hiç unutmayacağım bir öğüt aldım. Babam derdi ki; "Asla anlamını bilmediğin küfrü etme" Ben bu öğütle başarılı oldum mu ? Tabi ki hayır. Ama küfrettiğim kişiden dayak yediğim zaman, en azından neden dayak yediğimi, ona küfrederken hangi anlamı kendisine yüklediğimi bildim.

Küfür, bize kitaplardan değil de, çevremizdekilerden öğretildiği için, bilgi paylaşımı tehlikelidir. İlk sana küfredildiğini, karşındaki kişinin suratındaki sertlikten ve dudakları arasından çıkan salyalardan anlarsın.Hiç duymadığın, ama kötü bir mana taşıdığını anladığın kelimeyi karşı taraftan duyunca, "O ne demek?" diye soramadığından, direk hafızana alır ve ileride başkasına kullanmak için saklarsın.Örneğin, beynin daha bakire iken, biri gelip, "Ulan bana bak seni fah yu şimdi ha" dese idi, o zaman hüsn-i tabir bildiğimiz kelimeyi hep "fah yu" diye bilirdin. Sen kullanmaya çoktan başlamışken, ilerleyen günlerde çok yakın çevrendekilere sorarak manasını öğrenirdin. Lakin hala anlamını bilmeyip kullandığın o kadar çok küfür niteliğinde kelime var ki.Okudukça zaten başkasından duyduğun için kullandığın, ama hiç bir zaman anlamını bilmediğin küfürleri öğrenmiş olacaksın. Ha zaten hepsini biliyorsan yazacaklarımın, çok millete küfretmiş ya da çok küfür yemiş biri olduğun anlamına gelir.




İlk öğrendiğim kelime, affınıza sığınarak başlıyorum - ki öyle bir sığınak olsunki bu herşeyi kaplasın, tüm yazımın teması belli çünkü - "Puşt" idi. Kaç yaşındayım hatırlamıyorum ama, kelimeyi hiç unutmamışım, bir lokalde yemekli içkili bir gece geçiriyoruz, klasik anne babalar eğleniyor, biz veletler koşturuyoruz sağa sola.Kovalamaca oynuyordum, bir masanın etrafında ilk kız kovalama olayını gerçekleştiriyordum, yakalasam ne yapcağım meçhul ama.Masa etrafında 3. dönüşümden sonra ne olduysa artık dönemeci sert aldığımdan olsa gerek, kasık bölgemi masanın köşesine çarpıp yere yığılmıştım. Şimdi o zamanlar o bölge sadece işemeye yaradığı için, ya da en azından ben öyle bildiğim içim, bir acı başladı ama anlam veremiyorum ; yani niye acıyorki bu şimdi ? Bir karın ağrısı ardına, dedim herhal ölüyorum.Gittim hemen annemin yanına dedim böyle böyle, "ingiunal bölgemde hafif bir deformasyon olabilir". ( Cin gibi çocuktum ) Babama dedi "Götür oğlanı bir tuvalete de bak birşeyi var mı?" Kalktı babam, tuttu elimi götürdü tuvalete.İndirdi pantolonumu baktı, "Birşey yok.Ama burana dikkat et oğlum bak. Buranı vurursan "puşt" olursun, anladın mı ?" dedi. "Ne olurum?" diye sordum "Puşt olursun, dikkat et vurma buranı" dedi, gitti.Ses yankılanıyordu böyle tuvalette sanki..puşt..puşt olursun..puşt..şşutt.şşt..şşş..Ertesi gün okulda herkese seminer verdim bu konu hakkında.Erkeklerin kasık bölgelerini darbelerden korumaları gerektiğini, aksi takdirde "puşt" olacaklarını belirttim.Nasıl ben babama "İyi de puşt ne demek?" diye sormadı isem, arkadaşlarımda bana anlamını sormadan "Taaammaaaam" dediler.

"Püşt" Farsça'da "arka" demek.Hatta "Püştmal" günümüzde arkayı örtmek için kullanılan dokuma bezi olan "Peştemal" demek.Ek bilgi olarak, Osmanlıca'da "Azürde-püşt" "beli bükülmüş ihtiyar", "Har-püşt" ise "diken sırtlı" manasına gelmekte. Gel zaman git zaman, "puşt" kelimesi "arka" manasından yola çıkmış demek ki, "eşcinsel erkeklerin zevklerine hizmet eden erkek" anlamında kullanılmaya başlamış. Yani yine de kelime özünden sapmamış, işin içinde bir "arka" mevzusu var.Ayrıca kelimenin içinde kullanıldığı "puşt olmak" deyimi ise, "mahvolmak" anlamında kullanılıyor ki bir halk türküsünde "Bu gurbet ellerde candan usandım / El kahrını çekmede ömrüm puşt oldu." dizeleri geçmekte.


En çok kullanılan kelimeye bakalım şimdi. "İbne". Arapça "ubne" kız çocuk demektir. Osmanlıca ve Arapça'da "İbn" "Oğul" manasını taşımakta. Arapça'daki "-a" dişil ek sonuna getirilerek harikulade bir uyum sağlanmış.Türk Dil Kurumu'nun ama anlamını irdelemek lazım. Diyor ki, "Edilgin eş cinsel erkek, homoseksüel" .Türkçe dilbilgisi konularına bir geri dönelim şimdi. Etken ve Edilgen çatılar vardır. Etken fiile örnek vereyim; "Sevdim"..Cümle içinde örneklersem, "Sabaha kadar sevdim" Edilgen fiile örnek şimdi; "Sevildim." ve bunu da cümle içinde örneklersem, "Sabaha kadar evire çevire sevildim." Şimdi bir daha cümleye bakalım; "Edilgin eşcinsel"

Şimdi anlamını bilmeden, yıllardır çoluk çocuk demeden, sevdiğimiz kişilere kullandığımız kelimeye geleyim. "Gidi".."Gidi" Farsça'dan gelme bir kelime ve sadece "Seni gidi seni" veya "Hey gidi günler" gibi cümleler arasında, ne idüğü belirsiz olarak kullanıllıyor.Manası Farsça'da "Karısını satan kimse" demek. Türk Dil Kurumu'na göre de "Ahlaksız pezevenk" demek. Yani buradan yola çıkarak anlaşılıyor ki, "seni kurnaz seni" demek isterken, küçücük çocuklara yapıştırdık bu küfürü. "Gidi" nin kökü "Hey gidi günler hey" cümlesinden tahminle, "Git" olduğu kesinlikle sanılmasın. O zaman "Seni gidi seni" derken "seni gitmiş seni" demek istemiş oluruz. "Seni yollu seni" der gibi.

Ve gelelim en alengirlisine.."Yarak"..Günümüzde artık millet o kadar kolay belinde "Yarak" 'la gezebiliyor ki.Küçücük çocukların bile elinde ruhsatsız "Yarak" görebiliyoruz..Anlaşılacağı gibi "Yarak" "Silah" demek.Şimdi biraz daha ayrıntıya gireyim. "Dal", "Omuz" demek. Bir halk türküsünde "Belikler dalına dökülür gelir / İnce bel üstüne sal ala gözlüm” diye geçer. "Dalyarak" ise "Omzu silahlı" manasına gelir ki Orta Asya Türkçesi'nde "Asker" olarak kullanılmakta.Güncel haliyle Türk Dil Kurumu "Dalyarak" için "Budalalığı yüzünden her zaman densizlik eden kimse" demektedir. Azerice halen silaha "Yarak" deniyor.Yani Azeri Yaraklı Kuvvetleri'ne dahil olan reşit her Azeri dalyarağı, yaraklar ellerinde, yarak arkadaşlarıyla masumca 3-5, 5-7 nöbetlerini tutuyor.Bir atasözümüz der ki; "Düşmana yarak gerek, ya düşmandan ırak gerek".Yani düşmanın hakkından gelebilmek için silah gerektir,silahınız yoksa düşmandan uzak olun;onunla karşılaşmamaya alışın.Şimdi bu anlattıklarımdan yola çıkarak, "Atyarrraa" 'nın "Atlı Asker" manasını taşıyıp taşımadığı araştırılmalıdır.

Erkeklerin genellikle eski sevgililerin arkasından kullandığı kelimeyi inceleyelim şimdi de. "Kahpe". Arapça'dan gelmiş bu kelime de. Arabın bir "şeyi" gelmemiş zaten bize ya neyse."Kahba" para karşılığı zevk-i sefa alemine kabul eyleyen kimse, "Kahb" ise öksürme demek. Osmanlıca'da ise "Kahba" 'nın "kırmızısı çok olan beyaz nesne" anlamına geldiğini görüyoruz ki, buradan Osmanlıca'daki kelime manasının bahsi geçen "Kahpe" ile bir alakası olmadığını anlıyoruz.Câhiliyye devrinde hayat kadınlığı yapan câriyeler öksürerek ilişki teklifinde bulunurlarmış.Bu bayanlar yerlerini gece karanlığında öksürerek belli ederlermiş. Yani "öksürme" fiili ile ilgisi var. 

Yine aynı manada kullanılan "Fahişe" kelimesine bakalım bir de. "Fahiş" Osmanlıca'da "Ahlâka uymaz ve terbiyesiz olan" manasına gelmekte. Türk Dil Kurumu'nda ise " Ölçüyü aşan, aşırı, çok fazla" ve "Ahlaka ve törelere uygun olmayan" anlamına gelmekte. "Fahiş fiyatlar" 'da kullanılmak istenen mana böylece açıklanmış oluyor. Velakin "Fahişa" Arapça bir kelime. "-a" eki Arapça'da dişi kelimelerde kullanıldığından "Fahişe", "Fahiş" durumunda olan dişi olarak Türkçemize yerleşiyor.Yine aynı maksatla kullanılan "Şıllık" kelimesi de var.Tatarca "Şılga" "Cariye, köle kız" anlamında ki daha köklerine indiğimizde Rusça'da "sluga" "hizmetkar kız" demek. Ama Türk Dil Kurumu'na bir bakıyoruz ki "Şıllık" kelimesinin "Aşırı ve bayağı biçimde süslenip boyanmış kadın" anlamına geldiğini görüyoruz. Bu farklı dillerdeki anlamlarını birleştirirsek, "aşırı ve bayağı biçimde süslenmiş ve kendini hizmete amade etmiş" kadın oluyor ki, kısaca "Fahişe" desek te olur.Ha bir de seçeneklerimizden "Kaltak" var."Kaltak" üzeri meşin, halı gibi şeylerle kaplanmamış olan eyerin tahta bölümüdür ki buna "eyerin kaltağı" denir. Demekki "üzerine oturulan kadın" gizli anlamını içeren bir kelime diye düşünmemizde sakınca yok.



Ve yukarıdakiyle bağlantılı olan "Pezevenk" 'i inceleyelim şimdi de.Ermenice'de "pozavank"diye bir kelime var.Poz “hayat kadını”, avak “bey,baş,sâhip” demek. Hayat kadınının sahibi oluyor böylece.Farsça'da "Pazhavenk" "yol gösteren" demek iken, "Pejavend" ise "kapı arkasında bekleyen kişi" demektir. Şimdi iş daha karışıklığa doğru gidiyor. Azerice ve Kırgızca "Pezevenk", "güçlü, kuvvetli" anlamında. Hatta bundan yıllar önce Rahmetli Haydar Aliyev kürsüye çıkmış ve "Yahşi Pezevenk Süleyman Demirel" diye sözlerine başlamıştır. Türk Dil Kurumu ise "Pezevenk" kelimesini "Gizli ve yasal olmayan cinsel ilişki öncesinde aracılık eden kimse" olarak tanımlamıştır.Arapça'daki "Qawwad" dan gelen "Kavat", Ermenice "Boynuz" da anlamına gelen "Godoş", "Dümbük" "Pezevenk" 'in günümüzdeki anlamıyla aynı anlamları taşır. Bir de "Dürzü" var aynı anlamı taşıyan.Fakat "Dürzü" kelimesinin Türk Dil Kurumu sözlüğünde anlamı "Ağır hakaret ve küfür sözü" olarak belirtilmiş.Yani ucu açık.Bununla birlikte "Dürzi" denilen bir de topluluk var.Bu topluluk, Suriye, Lübnan civarında yaşayan, inançları Sünni şeriatıyla olduğu kadar Şii-Batini anlayışla da çatışan, isimleri bir hakaretmişçesine kullanılan, oldukça dışlanmış bir öbek insandır.

"Lavuk" kelimesi Türk Dil Kurumu'na göre "Gereksiz konuşan kimse" olarak belirtildiyse de bu anlam niyetli kullanılmamasında fayda vardır. Çünkü genelevlerin girişinde kimlik kontrolü yapan ve vizitesi bitmiş kişilere kağıt peçete, kolonya temin eden kişiye de "Lavuk" denilmektedir ve kullanım amacı günümüzde zaten bu yöndedir.

Son olarak, "Ahmak, budala" anlamını nereden aldığı bilinmeyen "Angut", aslında "Casarca ferruginea" olarak bilinen ördeğe benzeyen, turuncu renkte hatta evcilleştirilebilen gayet güzel bir yaban kuşudur, ama nedense bunu iltifat olarak kabul etmek saçmadır.

Etiyopya'lı bir arkadaşım vardı, her Türk erkeğinin zorunlu vazifesi olarak Türk küfürlerini öğretiyordum O'na.Kültürüm "hanzo"luk yönünde geliştiği için kendi dillerinde kullandıkları küfürleri de bana öğretmesini istedim. Bana dillerinde küfür olmadığını söyleyince çok şaşırmıştım.Sordum "Ulan, sinirlenince birbirinize ne diyorsunuz ?" diye, "E kızıyor, bağırıyoruz" dedi. Çok şaşırmıştım ama aslında normali bu olması gerekirdi.Keşke biz de hiç küfür öğrenmese idik,veya öğretmese idik, keşke hiç dilimizde küfür olmasa idi diye düşünmedim değil. Sinirlendiğimizde ona buna koyacağımıza "Neden böyle yaptın be adam?!" diye seslenebilse idik. Ve bunu artık "keşke" lerle devam ettirmek zorunda kalmasaydık ama zorundayız çünkü artık beyin yıkandı. Hiç bir kötü anlamı olmasa bile, ufacık bir cümleden kötü mana çıkarmayı başarabiliyoruz.Hatta bu özelliğimizi kullanıp, ilgili bilmeceler üretebiliyoruz. "10 santimdir boyu, girip çıkmaktır huyu" diye bir bilmece, anneannem tarafından şahsıma soruldu ya. Biliyorum kadının kötü manada bir cevap beklemediğini, ama dedim ya beyin yıkanmış. Cevap "Diş fırçası" iken ben ne filmlerden ne kesitler getiriyordum aklıma.

Ha şimdi sen diyor olabilirsin, "E o senin problemin. Ben gayet küfürsüz bir ortamda yaşadım ve yaşıyorum, beynim tertemiz" diye. Bir kere bu yazıyı okudun, o beyni keşküle döndürdüm onu bil. Bununla birlikte aşağıdaki fotoğrafa bakmanı istiyorum şimdi, madem tertemizsen.Beyni benim gibi olanlar bu yazıyı okumayı burada sonlandırabilirler bile.





Bu fotoğraf Eymir Gölü'ne bira-balık keyfi için gittiğimiz bir gün, arabanın modeli hoşuma gittiği için tarafımdan masumane biçimde çekilmiştir. Senin niye aklına hemen kötü birşey geldi ki plakayı okuyunca?

4 vıdıvıdı:

Korhan Korman dedi ki...

Ben çok küfrederim diyordum ama artık dışarıda ben bile irrite olmaya başladım."Mına koim" siz cümle kurmuyor adamlar ya.

Pelin Tezer dedi ki...

http://i171.photobucket.com/albums/u314/pelintezer/GreeceSIKAMINI.jpg

Unknown dedi ki...

Türkçemize giren yabancı kelimeleri daha güzel anlatamazdın. Hiç olaya bu açıdan bakmamıştık:))
Yani türkçeye bu kadar DÜŞMAN bir nesil yetişiyor. Bunun alt yapısını da oluşturan Türk Dil Kurumu. Kökten bozuk. Nasıl düzelecek bu kanka?
..Neyse...Yazılarının devamını bekleriz!

landrycadotte dedi ki...

Top 3 Titanium Elements | titanium-arts.com
These elements titanium cerakote help you make the most titanium engagement rings out of your titanium nitride coating service near me Titanium-Core-Core-Core-Core-Core-Core-Core-Core-Core.jpg. Titanium-Core-Core-Core.jpg. T1.jpg. Classic. Titanium-Core-Core.jpg. harbor freight titanium welder Classic. Titanium-Core-Core.jpg. T1.jpg. Classic. titanium rods

Yorum Gönder